‘Eve Dönüş’ün eşsiz huzuru

admin

Tan Taşçı ve Ezgi Durmuş’un ortak kaleminden çıkan ‘Eve Dönüş’, biraz sohbet, biraz anı, biraz da kişisel gelişim kitabı diyebiliriz. Farklı türleri içinde barındıran ve “ev” kavramı ile belki de “öz”ü sorgulatan bu kitap, ikilinin tesadüflerle dolu başlangıçlarında çıktıkları yolculuğu anlatıyor.

Filtresiz ve doğrudan okuyucuyla buluşan bu sohbette kendimize ve hayata dair pek çok şey buluyoruz. “Hayatı okumayı bilenler tesadüflere inanmaz” mottosunun hakim olduğu kitapta, tesadüflerin aslında birer rehber olduğunu çok kez görüyoruz. Zaten yolumuzun kesiştiği her insan, başımıza geldiğinde altından kalkamayacağımızı düşündüğümüz her olay, “Neden ben?” diye sorduğumuz her durum aslında bize bir şey öğretmek için değil midir? Öğrenmeye hâlâ açıksak ve tesadüflerin mesajına inanıyorsak tabii.

BİR ‘EVE DÖNÜŞ’ YOLCULUĞU

Hayatın bir eve dönüş yolculuğu olduğunu anlatıyor ‘Eve Dönüş’. Başını ve sonunu bilmediğimiz bir yolculukta, hızla bir yere gidiyoruz. O yere herkes bir anlam yüklerken Tan Taşçı ve Ezgi Durmuş “ev” demeyi tercih ediyor…

Tan Taşçı, uzun yıllardır müzik dünyasında şarkılarıyla, konserleriyle yaymak istediği duygu ve düşünceyi bir şekilde insanlarla paylaşıyor aslında. Fakat kolektife nasıl daha geniş çaplı bir faydası olabileceğini düşündüğünde, işte bu kitabı yazma fikrini benimsemiş. Ezgi Durmuş ise bütün zaaflarıyla, kusurlarıyla, gücüyle ve güçsüzlüğüyle kendini kabul etmiş, kabulün getirdiği dinginlikle yoluna devam eden bu efsunlu sanatçının dünyasını anlamak ve anlatmak istemiş. Birbirlerini hiç tanımadan birlikte bir yolculuğa çıkan ikili, yol boyunca ve eve vardıklarında hayata, gösterişten uzak kalmaya, aileye, arkadaşlığa, veganlığa, cesarete, aşka, seçimlerimize ve daha pek çok konuya değiniyor ve bize farklı bakış açıları kazandırıyor.

Eve Dönüş, Tan Taşçı , Ezgi Durmuş, 112 syf., Destek Yayınları, 2024.

Tan Taşçı’nın daha çok üretip daha az tüketmek üzerine dünya ile arasında bir alma-verme dengesi kurduğunu okuyoruz bu kitapta. Üstelik bunu sanatçılığın getirdiği bir örnek teşkil etme güdüsüyle değil, tamamen iç huzurunu sağlamak için yapıyor. Ezbere yürünen yolların haricinde yeni yollar olduğunu da düşünen Taşçı, kendine has mütevazılığıyla sürdürüyor hayatını. Onun dünyasından bakarak hayallerin arkasında durmayı, değişmeden gelişilemeyeceğini, yanlış giden şeyleri tersine çevirmenin elimizde olduğunu keşfediyoruz. Mutsuz, üzgün, kırgın, kızgın, çaresiz hissetmenin aslında zayıflık değil, yalnızca insani bir duygu durumu olduğunu bize yeniden hatırlatan ‘Eve Dönüş’te, toksik pozitifliğin ruhumuzda yarattığı bilinçsizliğe dikkat çekiyor ikili. Her durumda mutlu olmak yerine başımıza gelenlere müdahale edemeyeceğimizi fark edip yaşadıklarımızın sebebine odaklanarak asıl mesajı görebileceğimizi okuyoruz.

Ezgi Durmuş’un penceresinden baktığımızda ise bu yolculukta bazen kendimize koyduğumuz kuralları çiğnemenin, sınırlarımızı esnetmenin, hayatımızı bile isteye daha karmaşık hale getirmenin de bizi mutlu edebileceğini; beklentiye girmeden, plan yapmadan, o anı, o andaki mutluluğu yaşayabilmeyi öğreniyoruz.

‘BEKLENTİYE GİRDİĞİN HER YOLUN SONU MUTSUZLUĞA ÇIKAR’

Tan Taşçı, ilişkilere bakış açısını kendi perspektifinden anlatıyor ‘Eve Dönüş’te. Negatif düşünen kasvetli insanlara, sonucu değiştirebileceği halde adım atmayanlara, hislerini ve isteklerini yok sayanlara saygı duysa da onları anlama gayretinden vazgeçtiğini söylüyor. Hayatın matematiğini, “Kendine verdiğin değerin altında değer gördüğün kimse sana gerçekte iyi gelemez. Beklentiye girdiğin her yolun sonu mutsuzluğa çıkar. Sağlıklı iletişim yormaz, yoruyorsa eğer aynı dili konuşmuyorsunuz demektir” diyerek açıklıyor.

Elbette herkesin eve dönüş hikayesi ve mücadelesi farklı. Kimimiz daha kolaylıkla ilerlerken kimimizin taşlık yolları aşması gerekiyor. Hayatımız boyunca başkalarını memnun etme amacıyla geliştirdiğimiz davranış kalıpları yüzünden kişisel sınırlarımızdan uzaklaşıyoruz. İşte bu yüzden eve dönmek her zaman çok keyifli, ancak bunun için öncelikle dönülecek bir ev olması gerekli. Işığımızı yansıtabildiğimiz bir yere, bir merkeze ihtiyacımız var. Bu nedenle kendimizi gerçekleştirebileceğimiz yolculuklara çıkmaya cesaret etmek, ilk adımı atmak gerekiyor. O yolu layıkıyla yürümenin bir ibadet olduğunu, insana şifa verdiğini vurgulayan ‘Eve Dönüş’, dinlerken içimizdeki kapıların kilidini açan Tan Taşçı şarkılarının ilham kaynağına da uzanıyor.

‘Eve Dönüş’; kendini akışa bırakanların, aradığını yolda bulanların, kalbinin sesini dinleyenlerin, içine sinmeyen hiçbir durumun içinde olmayanların, özüne sahip çıkanların, kendisi olmaktan vazgeçmeyenlerin rehberi olmaya aday bir kitap olarak okuyucusunu bekliyor.

(KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)

Yorum yapın